Röportaj: Necati MUMAY
Resim ve Seramik sanatçısı Serap Aksoy yıllarca yaptığı sanatsal çalışmalarını çeşitlendirdi. Aksoy’u bir elinde fırça diğer elinde çamur Bakırköy’deki atölyesinde ziyaret ettik. 1976 yılında katıldığı 13. Antalya Film Festivali’nde aldığı ‘Altın Portakal’ ödülü ile adını duyuran sanatçı, müzik alanında çalışmalarını sürdürüyor. Aksoy, geçtiğimiz Mayıs ayında Haliç Kongre Merkezinde düzenlenen etkinliklerde okuduğu Azeri şarkı ile bir plaket daha almış…
Röportajımız sırasında sorularımızı içtenlikle yanıtlaya Serap Aksoy, “Güzel sanatlar benim aşkım; fırçayı çamuru elime aldığımda kendimden geçiyorum. Adeta çıkaracağım eserlerle sohbete dalıyorum. Çalışmalarımda genellikle
Anadolu motifleri kullanıyorum” dedi…
SANATINI ÇEŞİTLENDİRDİ
Serap Aksoy, Anadolu motifleriyle yoğurduğu eserlerine bu ezgileri de katarak müzikle bütünleşen çalışmalarını türkülerle seslendirmeyi düşleyip bunu başarmış. Son olarak da merhum babası Mustafa Aksoy’un iki baskı yapan ‘Sana bir şiir yazdım’ kitabındaki “Güneşli bir günün ikindi vakti” isimli şiirini ünlü bestekâr Bayram Durmaztuna’ya besteletmiş. Aksoy, bu parçayı sahnede okuyunca plaketle ödüllendirildi. Sanatçı, bu konuda “Babamın şiirini bestelettim ve hissettiklerimi tabloya döktüm” şeklinde konuştu…
YENİ ŞARKISI…
Güneşli bir günün ikindi vakti
Gönlümün eşiyle yollara çıktık
Arzular gönülden sel gibi aktı
Bizi zincirleyen hududu yıktık
Topladık kırlarda bahardan kalan
Sarılı beyazlı kır çiçekleri
Ve bu çiçeklerle uykuya dalan
Üzeri benekli kır böcekleri
AKSOY, SAHNEDE DE VAR…
Serap Aksoy, TSM, THM, Özgün, Azeri ve Tango tarzı şarkıları ustalıkla okuyor. Sanatçının zevkle seslendirdiği parçalar arasında Âşık Veysel de var. Kendisiyle röportaja gittiğimizde bizi bağlama eşliğinde ‘Benim sadık yârim kara topraktır’ parçasını söyleyerek karşıladı. Görsel ve duyusal sanatları birleştirerek yeni bir boyut getiren Sanatçı, “Atölyede seramik yapmak üzere toprağı ellerimle yoğururken çamurla haşir neşir kendimden geçip, sanki klip çeker gibi bir hal alıyorum” dedi…
SERGİ AÇACAK…
Son olarak ürettiği seramik ve resim çalışmaları için yakında yeni bir sergi açacağını da söyleyen Aksoy, sergi gelirinin yarısını engellilerin ihtiyaçları için bağışlayacağını sözlerine ekledi…
SERAP AKSOY…
Adana Ceyhan’da doğan Serap Aksoy, 1977 yılında Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nden mezun oldu. 1976 yılında katıldığı 13. Antalya Film ve Sanat Festivali ‘Fotoğraf yarışmasında’ altın portakal ödülü aldı. 1978 yılında ‘Serap Seramik’ atölyesini kurdu. Aksoy’un özgün eserleri cami mihrapları, bina-villa cepheleri, çeşitli otellerin lobi ve duvarlarını süslemekte. Eserlerinin büyük bölümü 40-50 metrekare yekpare panolar halinde duvarlara monte edilmiş. Antik tarzda masklar totemler tabaklar idoller de çalışmaları arasında yer alan Aksoy’un özel koleksiyonlarda eserleri bulunuyor. Sanatçı 1998’den buyana da tuval üzerine akrilik resim çalışmaları yapmaktadır. Yıllarca yaptığı çalışmalarla basının ilgisini çeken Aksoy, gazete ve dergi manşetlerinde yer almış…